TERS-YÜZ 10 Örme Sergisi / Face & Reverse 10 Knıttıng Exhıbıtıon - 2022





" Textile Art Platform, sanatçıları ve izleyicileri bir araya getirerek sanatı erişilebilir kılmayı ve daha fazla insanı sanatla buluşturmayı hedeflemektedir.
Genel olarak anlamlar üzerinden ele alınan temalarla devam eden ve örme tekniğini temel alan sergilerden biri olan Ters-Yüz sergisinin 10. sunu gerçekleştirdiğimiz bu günde, sergide göreceğiniz eserler “Ether” manifestosu ile oluşturulmuştur. Soyut bir anlayışı somutlaştıran eserlerde, sanatçıların vizyonları ile insan ve dünya ilişkisinde yeni bir yorumu da simgelemiş olmaktayız.
Ether manifestosu ile dijital olarak gerçekleştirdiğimiz sergi,  katılım sağlayan 48 sanatçıya zamanın ve mekanın ötesindeki temaları keşfetme ve Ether tarafından sunulan olasılık duygusunu ifade etme şansı vermiştir. Farklı birçok malzeme ve tekniğin, güncel medyaların dijital eserlerin ortak payda olan örme tekniği ile birleştirilmesi ile Ether teması sanatçılar tarafından farklı kavramlarda ele alınmıştır. Bu kavramların içinde “var oluş”, “öz”, kolektif bilinç, bilgelik, bağ, duyu, zihin ve enerjinin yanı sıra uzay, boşluk sonsuzluk, boyut, metafor, illüzyon, katman, döngü, olasılık,  keşfedilmemiş olan, bütünlük, gizem ve koku yer almaktadır.  
Yunan mitolojisine baktığımızda tanrı Ether, cennetin en yüksek düzlemini ve sadece Zeus'un soluyabileceği en saf, en hafif hava biçimini temsil ettiğini görürüz. Erken dönem felsefi ve bilimsel söylemin gelişimi boyunca, Ether kavramı, boş alanları dolduran görünür 'hiçlik' için alternatif ve tercih edilen bir açıklama olarak mecazi anlamda kullanılagelmiştir. İlk madde kavramı Thales ile başlamış, esir maddesinden ilk bahseden Aristoteles olmuştur. Pisagor ise esir maddesini evrenin ruhu olarak düşünmüştür. Esir maddesi, Antikçağdan beri ilk madde, maddenin özü yani arkhe olarak düşünülmüştür. Tüm evrenin esir maddesi ile kaplandığına inanılmıştır. Ether, somut olan Ateş, Su, Toprak ve Hava elementlerinin yanında beşinci bir element olarak temsil edilmiş ve yayılımın bilimsel keşfinin temeli olarak hizmet etmiştir. Uzaydaki elektromanyetik radyasyonun günümüzde kullanımının yanı sıra bilim adamlarının ana dili olan “Ether” kelimesi, dünya atmosferinin ötesindeki hayali bir yeri ifade etmiş; esnek, soyut ve diğer dünyasal tezahürler için sonsuz potansiyeller içermiştir.
Bugün modern bilim, akashik (Eterik) zeka olarak adlandırılan bir şeyin varlığını kabul etmekte ve boşluğun-uzayın belli bir zekası olduğunu düşünmektedir. Ether, bu günlerde herhangi bir kozmolojik fenomeni açıklamak zorunda olmadığı gibi varlığına dair de hiçbir kanıt bulunmamaktadır.
1820'lerden beri Fresnel'in ışık dalga teorisi ve Einstein’ nın görelilik kuramı ile birlikte fiziğin bir parçası olan Ether; 19. yüzyılın sonlarında sadece bilimde değil, kültürel çalışmalarda ve sanat alanında da uzay hakkında düşünceyi mümkün kılmış ve ona atfedilen birçok yeni işlevi ile kanıtı olmadan var olmaya devam etmiştir. 19. yüzyılda Ether hakkındaki yazılarda bizi etkileyebilecek olan şey, bir tür dinamik hayal gücüne ne kadar bağlı olduklarıdır; nesnelerin formlar olarak nasıl göründüğüne, nasıl hissettiklerine ve çalıştıklarına yani eylemlerine çok fazla odaklanmamışlardır.
On dokuzuncu yüzyılda 'eterik' kelimesinin şiirsel ve edebi kullanımlarının çoğu, geleneksel bir gerçek dışılık veya kırılgan maneviyat kavramını çağrıştırmıştır. Ether 'in felsefi olduğu kadar mekanik bir gereklilik olduğunu varsayarak, 19. yüzyıl İngiliz fizikçilerinin bu esrarengiz ve şimdiye kadar hayali töze, kütle ve boyut kazandırmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıkları açıktır. 
Etherin tarihi, ölçülemez olanın düşünülmesinin tarihidir. Bu kelime oyunu, esirin gerçekten ağırlığa sahip olarak kabul edilip edilemeyeceği sorusunun merkezi olduğu ether düşüncesinin kalbinde yer alır. Ether durağan mıydı, kavramsal bir çerçeve miydi? yoksa gerekli hiçbir şey miydi, yalnızca, minimal bir şey miydi? optik ve daha sonra elektromanyetik dalgalar geçebilir mi? yoksa kendi uzantısı, kütlesi ve tartılabilirliği olan bir şey miydi? Eğer öyleyse, bir sıvı gibi davrandı mı? yoksa sünger gibi mi? jöle mi? köpük mü? tamamen elastik miydi, yoksa tam tersine neredeyse katı mıydı?
Aklın ve hayal gücünün bir araya geldiği bu bileşik ve yaratıcı birliği oluşturan sergide, görselleştirme güçlerinin ve 'duygusal olarak görme' uygulamasının kavrama dayalı yaratıcılığına ilişkin boyutunu görmekteyiz. Bu sergi ile birlikte bir kez daha, bu eterik kargaşa, yinelemeli bir şekilde kendi kendini tanımlıyor gibi görünüyor. ' Ether ' olarak adlandırılan kültürel alan, benzer şekilde birçok farklı dalgalanma ve dalga boyu tarafından geçilerek sizlere ulaştırılmak istendi. 
Değerleriyle ve ortaya koydukları sanat anlayışlarıyla soyut bir metaforu somutlaştıran bu eserlerin sanatçılarını gönülden kutluyorum ve kendilerine sanat adına teşekkür ediyorum.
Biret Tavman "


Sergi Linki: 


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~





SAKLI [NO.1] - 2022

Teknik: Örme Tekniği 
Malzeme: Akrilik Yün, Elyaf, Su Bazlı Tutkal
Boyutlar: 35 x 35 x 35 cm

İnsanın sahip olduğu kimliği, bedeni ve ruhu ile aralarında derin bir çekişme vardır. Kendini bu 3 parçada konumlandırırken arar ve bulabileceği en ufak gizli-sır gibi saklanmış cevapta, çaresizce aradığı cevabı bulmuş olabilme ihtimali ile bitmek bilmeyen arayışını kendisine sorgulatır ve bu arayışı dönüştürür.
İnsan, kimlik, beden ve ruh bir bütünün parçaları mıdır yoksa bütünleştirilmeye çalışılan birer bağımsız parçalar topluluğu mudur?...
Çalışma bu alanlar bir döngü içerisinde irdelenirken, kullanılan teknik ile izleyici arasında bir bağ kurmaya çalışır, renklerle yaratılan kontrast ve derinlik ile bu bağı keskinleştirir, izleyicinin kendisini sorgulaması ve anlam arayışını sürdürmesi gerektiğini hatırlatır.